600 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava!

Sevginin Bilgeliği

ISBN / BARKOD : 42555278558848
Üretici : Ayrıntı Yayınları Sahaf
Yazar : Alain Finkielkraut
Sayfa Sayısı : 124
Konu Felsefe / Etik
Totaliter bir çağda yaşıyoruz. İnsan, sınıfa, gruba, çevreye aidiyeti içinde değerlendiriliyor. Totaliter bakış açısı da, hümanitler bakış açısı da insanı tarihsel, katılımsal veya toplumsal koşulların belirlediği önemsiz bir Yazının devamı...
STOKTA YOK
Kitapsahaf Fiyatı : 11,00

Ürün Özellikleri

Stok Kodu

42555278558848

Boyut

13.00x19.50

Sayfa Sayısı

124

Basım Yeri

İstanbul

Basım Tarihi

2012

Çeviren

Ayşen Ekmekçi

Kapak Türü

Ciltsiz

Kağıt Türü

2. Hamur

Dili

Türkçe

Totaliter bir çağda yaşıyoruz. İnsan, sınıfa, gruba, çevreye aidiyeti içinde değerlendiriliyor. Totaliter bakış açısı da, hümanitler bakış açısı da insanı tarihsel, katılımsal veya toplumsal koşulların belirlediği önemsiz bir varlık olarak grülüyor. Birey yoktur; sorumluluk koşullara ya da Tanrı'ya aittir. Her şeyin mubah olması Tanrı'nın yokluğunun değil, varlığının sonudur. İnsan sorumsuzlaştırılınca katliamlar, soykırım ve şiddet de meşru ve "anlaşılır" olur...
Alain Finkielkraut Sevginin Bilgeliği'nde, yaşayan en önemli filozoflardan Emmanuel Lévinas'ın etik anlayışından yola çıkarak, insanı yeniden tekil ve sorumlu bir varlık olarak ele almanın imkanlarını araştırılıyor. İnsanı bağımsız, sorumlu bir birey olarak değerlendirilen Lévinas çağımızda insanın edimlerini sahiplenip sadece kendi adına konuşabilmesi için ihtiyaç duyulan şeyin din değil, kutsallığın yok edilmesi olduğunu söyler. Lévinas dünyanın ve insanın büyüsünü bozar; insanı koşulların ya da Tanrı'nın ürünü olmaktan çıkarır. İnsan özgürdür, ama yetmez; çünkü kimse yalnız değildir... İlk ve en temel deneyimi Başkası'yla, Başkası'nın yüzüyle karşı karşıya gelmek olan insan, ister istemez sorumluluk alan bir varlıktır. Yüz, karşısındakini sorumlulğa çağırır, ilişkiye mecbur eder. Etik ilişki bir ideal olmadan önce bir yazgıdır; tıpkı aşk gibi...
"Devrimci görev"e ya da "tarihin anlamı"na çağrı yapan "büyük teoriler"de her insan ya sistemin kurbanı ya da destekçisi olarak konumlandırılır; kimse sorumlu olmayınca başka insana karşı sorumsuzluk da başlar. Yüz görülmez, yüze bakılmaz; başkasının söyledikleri önceden bilindiği varsayılan bir bağlam içine ourtulur, yargılanır. Sevginin Bilgeliği'nde Fransız Devrimi, Naziler, Milliyetçilik ve Kızıl Tugaylar bu totaliter bakışın örnekleri olarak sergilenir.
Finkielkraut insanın yakınıyla, Başkası'yla olan karşılaşmasını, yüzün insana söylediklerini çetrefil felsefe terimleriyle değil, edebiyatın ve gündelik hayatın metaforlarıyla anlatılıyor. İnsanın çocukluğundan yetişkinliğin, korkularından aşklarına kişisel deneyimlerini, Flaubert, Henry James ve özellikle Prıoust'un eserlerinden örnekleyerek yalın bir üslupla inceliyor. İnsan Hakları'ndan değil, Başkası'nın Hakları'ndan söz ediyor!
Sevginin Bilgeliği, bildik felsefe ya da edebiyat kategorilerinin sınırlarına sığmayan, insanı düşünmeye kışkırtan bir kitap.

Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.


Yorum yaz
Kapat