Mavi Beyaz Kırmızı 1. Cilt

Devrimin hemen sonrasından günümüze (1792-1999) kaderleri birbiriyle çakışan 6 büyük Fransız ailesi...Mavi Beyaz Kırmızı bu ailelerin hikâyesi boyunca Fransa tarihini anlatan üç destan-romandan oluşan bir triloji.Yazarı, çağımızın Victor Hugo'su olarak anılan ve dizi-romanları dünyada milyonlar satan Max Gallo...

Edebiyat ve tarih profesörü olan Max Gallo dünyaca tanınan bir dizi roman yazarı. Napoléon ve De Gaulle üzerine yazdığı dizi romanları dünyada ve Fransada yüzbinlerce satan Max Gallo, siyasi bir geçmişe de sahip. Milletvekilliği ve hükümet sözcülüğü de yapan Max Gallo, tarihsel kişiliklere ve tarih sahnesindeki olaylara olan tutkusunu son olarak MAVİ BEYAZ KIRMIZI adını verdiği trilojide ortaya koydu. Bu roman üçlemesinde Devrimden günümüze kaderleri birbiriyle çakışan altı büyük ailenin (Taurignan, Forestier, Boissier, Machecoul, Mercur, Dussert) hikâyesi boyunca Fransa tarihini sergiliyor Max Gallo.

MARIELLA (1. Cilt)

Hikâye 19 Eylül 1792 günü Pariste başlıyor. XVI. Louis sarayında tutsak edilmiş; Prusya Fransa sınırlarını geçmiş, halk öfkeli ve günden güne hayat sürprizlerle dolu olarak geçiyor. İşte Guillaume Dussertin Philippe de Taurignana teklif ettiği şey hayatın ta kendisi... Paraya karşı hayat. Çünkü para, Dussertin tek tutkusu; buna karşılık Taurignan kralın yakın dostu olmasına rağmen giyotine gitmeyi bekliyor. Teslim olmuş, mücadele etmeyi bırakmış artık. Diğerleri: Maximilen Forestier, tehlike içindeki vatanını kurtarmak için silahlanıyor, Mercurünse bu mücadeleye gönüllü olarak katılmaktan başka çaresi yok. Joseph Machecoul ise, şimdilik Konvansiyonun zındanlarını tercih etmek zorunda kalıyor; güzel Juliette de Boissier, başı belaya giren erkek kardeşi için her şeyi yapmaya hazır. Tam bu sırada, bir tanrıça kadar güzel olan İtalyan markizi Mariella ortaya çıkıyor ve asker Maximilienin kalbini fethedip kafasını karıştırıyor.

Mariella bu uğursuz eylül gününden 1848 yılının son günlerine kadar bu altı ailenin (Taurignan, Forestier, Boissier, Machecoul, Mercur, Dussert) kesişen kaderlerini anlatıyor. Bu dönem boyunca Louis-Napoléon cumhurbaşkanı seçiliyor. Komplolar, ihanetler, ve gizli anlaşmaların yanı sıra büyük aşklar, güçlü duygular da yaşanıyor.Çiftler evleniyor, çocuklar doğuyor ve büyüyor; hayatın bu olağan yüzüne karşılık insanlar geleceklerine kuşkuyla bakıyor; Fransayı ve bütün Avrupayı sarsan bu kaos dönemi boyunca roman kahramanları ölmemek, hayatta kalabilmek için ruhlarını satmak zorunda kalıyorlar.