600 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava!

Hu Diyen Karga

ISBN / BARKOD : 12345678309947
Üretici : Ötüken Neşriyat Sahaf
Yazar : Misli Baydoğan
Sayfa Sayısı : 174
Konu Edebiyat / Öykü
Misli Baydoğan, uzman bir psikolog. Ancak biz kendisini, pek çok dergide yayımlanmış, Türk davranış kalıplarını ustaca sergilediği tarihî hikâyelerinden tanıyoruz. Hû Diyen Karga -Selçuklu Hikâyeleri- başlığı altında, Yazının devamı...
STOKTA YOK
Kitapsahaf Fiyatı : 7,00

Ürün Özellikleri

Stok Kodu

12345678309947

Boyut

12.00x19.50

Sayfa Sayısı

174

Basım Yeri

İstanbul

Basım Tarihi

2019-02

Kapak Türü

Ciltsiz

Kağıt Türü

2. Hamur

Dili

Türkçe

Misli Baydoğan, uzman bir psikolog. Ancak biz kendisini, pek çok dergide yayımlanmış, Türk davranış kalıplarını ustaca sergilediği tarihî hikâyelerinden tanıyoruz. Hû Diyen Karga -Selçuklu Hikâyeleri- başlığı altında, Türkistan'dan Anadolu'ya uzanan Selçuk neslinin o baş döndüren, coşkulu serüvenini birkaç insan nesli ömrünce yaşamış, bilge bir kara karganın ağzından dinleyeceğiz: “Ete kemiğe büründüm, karga diye göründüm. Kutlu Selçuk neslinin kervanından seyrettim. Hû! Ben kuşun sözlerine kulak verecek olursanız, yanaşı­verin şöyle tüneğimin kıyısına. Kuş aklımı hor görmeyin. Dilimi inkâr etmeyin. Beni yaratan da sizinkiyle aynı de­ğil midir ve o Yaradan Hazreti Süleyman'ı sırlarımı çöz­sün, önünüze sersin diye size de yalavaç diye indirmemiş midir? İnsan olmaklığın şerefi sizde kalsın lakin büyük­lenmenizi sıyırıp toprağın üzerine bırakın. Kanatlarımın gölgesi Cend'den, Horasan'dan, Nişabur'dan, Merv'den ve Belh'ten ve dahi Bağdat'tan, Larende'den ve Alaiye'den süzülmüştür benim. Kara tüylerim Miryakefalon'un, Ma­lazgirt'in, Malatya ve Tokat'ın tozuna, Sinop'un tuzuna bulanmıştır. Sir Derya'nın, Amu Derya'nın, Fırat ve Dic­le'ninki kadar Hazar'ın ve Karadeniz'e kavuşan suların da tadını bilirim. Ala Dağlar'ın rüzgârında ve Toroslar'ın eteklerinde de kanat çırptım; Talas'ın düzünde ve Nem­rut'un ulularında da... Türkmen obalarının yurt edinip il kurduğu topraklarda diktiği söğüt ve çınarların dallarında nice yuvalar kurdum, nice yuvalar bozdum. Ben bir garip kuş, hiç incinmedim Türk'ün, Türkmen'in türesinde. Şimdi bir masal bari olsun anlatmak, görmediğinizi ve bilmediğini­zi sandığınız zamanların üzerindeki atlas örtüyü sizin için azıcık kaldırmak, şu bir sıkımlık cana tutunan aciz boynu­mun borcudur. Bu tünek de benim ömrümün sonlanacağı kutlu yurdumdur. Yurdunuz, devletiniz payidar ola. Ulu­lar, veliullahlar, evliyaullahlar, erenler! Hû!”

 

Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.


Yorum yaz
Kapat