Cancağızım

Şiir, dilin yetersizliğine bir başkaldırıdır! Nazif Uslu Şair, hep yeni bir dil arayışındadır. Kendini sınırsız bir özgürlükte ifade edebilmenin arayışıdır bu. Heykeltraş yonttuğu taşa nasıl gölgeyi, ışığı vermeye çalışırsa şair de taştan kafaları yontmak isterken dilin sonsuz metaforlarını kullanmak ister. İmgelerini resme dönüştürme çabası içine girer. Adnan Biricik de şiirlerini bu ustalıkla ele alırken yalın bir dil kullanımına yönelir. Ülkemizin önemli aktörlerinden olan Biricik'i şiire yönlendiren duygular bu naifliktedir. Yazar; tiyatro, sinema, dizi alanının dışında eline geçen tüm farklı malzemeleri ustaca işler, onları yeniden hayata katma çabası vardır. Bir gün bir deri parçasını, bir gün bir tahta parçasını yeniden biçimlendirirken görürsünüz kendisini. Başka bir gün bir teknenin güvertesinde kaptan olmuş, pruvası yelken almış, denizin uçsuz bucaksızlığında yol alırken karşılaşırsınız onunla. Nitekim çoğu alanda üretimlerini yaşama katmayı kendine görev edinmiş bir duyarlılıkta bulursunuz ustayı. Tüm heybetiyle karşınızda dururken muzip çocuk gözleri sizi sımsıcak sarar. İçinizden o koca gövdeli çocuğu sarmalamak, onun yaşam enerjisini içinize çekmek istersiniz. Adnan Biricik böyle hassas, duyarlı bir insandır; hayata, yaşama hep bir şeyler katma uğraşıyla vardır. Ve yaşamın tam ortasında yaşar hayatın güzelliklerini. Sahnede onlarca karaktere can vermiş usta aktör, şimdi görünenin ötesinde en çıplak, en naif haliyle, yani şiirleriyle karşınızda. Hayata, insana ve kendinize karşı hep güzel duygular içerisinde kalmak için şiir iyi bir ilaçtır. Adnan Biricik'in şiirlerinde damıttığı sözcükler sizi alıp götürecek ve içinizi sımsıcak, sevecen duygular kaplayacak. Her zaman umutlu olun, mutlu kalın...